Amsterdam Hukuk Firması’nın sahibi Robert Amsterdam, BBC World’de önemli bir röportaj verdi. Suriye’deki genel durumu değerlendiren Amsterdam, Amerikan dış politikasını ve Rusya’nın yayılmacı siyasetini sert bir dille eleştirdi.
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin önce krizi derinleştirdi sonra ortaya barış elçisi gibi çıktı. Suriye’deki kimyasal silahlarda olduğu gibi olanların gösterdiği şey, ABD’nin kendi pozisyonunu sürekli zayıflatması.
Rusya ve Esad gibi müttefiklerine bağlılığını sürekli gösterirken, ABD Türkiye’ye aynı şeyi göstermiyor. Hatta Gülen gibi grupları Türkiye hükümetine karşı hareket etmesine izin veriyor.
ABD’nin Suriye’de geri plana çekilmesi, son derece saldırgan bir tutum alan Rusya gibi ülkeye muhtaç olmamıza yol açıyor ve bu da son derece tehlikeli.”
Amsterdam, Amerikan politikasının eksikliğinin bedelini NATO’nun ödeyebileceğini ifade etti.
“Suriye’ye ve ölü sayısına bakacak olursanız, Putin’in yaptığının barış getirmek olmadığı anlaşılır. Kürtler için yaptıklarına bakın. Öyle bir durum yarattı ki, Türkiye kendini Kürt bölgesine müdahale etmek zorunda hissedebilir. Bu da NATO’yu içine çekebilir. Hatta domino taşlarını öyle dizmiş olabilir ki, çatışmaların çığırından çıkmasına yol açabilir.”
ABD’nin dış politikada aktör konumunda olmadığını altını çizen Robert Amsterdam, Washington yönetiminin paralel yapı için de gerekeni yapmadığının altını çizdi.
“Uzun vadede, kendisini zayıflatsa da politika Putin için kişisel bir süreç, ve etrafındakilere eski dostlarını ve müttefiklerini nasıl koruduğunu gösteriyor. ABD, Gülen gibilerini destekleyerek Türkiye gibi dostlarına kötü davranıyor.
ABD, Türkiye’de derin yapı kurmaya çalışan Gülen örgütünün ABD’deki okullarına izin veriyor mesela. Aynı şey Tayland ve Mısır gibi müttefikler için de geçerli.
Putin’in güçlü görünmesinin nedeni ABD’nin yarıştan çekilmesi. ABD dünyadaki pozisyonundan geri adım atıyor ve daha önce görmediğimiz kadar ABD dış politikasını krize sokuyor.”
Putin’in son derece risk altında olduğunu belirten Amsterdam, aslında Rusya’nın siyaseten de, ekonomik olarak da zayıf bir güç olduğunu belirtti.