– Ben Raid Salah, Müslüman olmaktan gurur duyuyorum, onur duyuyorum. Ümmül Sahil diye bir şehirde doğdum. Ümmül Sahil şehri Kudüs’ten 120 km uzaklıkta. Evliyim ve sekiz çocuğum var. Hayatım boyunca Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunmak için kendimi vakfettim ve Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım.
Kudüs’te, neler oluyor Mescid-i Aksa’da İsrail Hangi sinsi oyunların peşinde?
Mescid_i Aksa’ya yapılan en büyük saldırı, en büyük ihanet, en büyük tehlike işgalin devam etmesi. İşgalin devam etmesi demek Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün tehlike altında olması demek. İsrail şuan 1967’den bugüne kadar Mescid’i Aksa’nın altında kazı çalışmaları devam ettiriyor. Kazı çalışmaları adeta Mescid-i Aksa’nın altında ve Kudüs şehrinin altında bir ağ haline gelmiş. Bu da dolayısıyla sadece Mescid-i Aksa için değilMescid-i Aksa çevresindeki İslami eserleri tehdit etmekte. Çünkü Mescid-i Aksa’nın içinde Mescid-i Aksa’nın yanındaki binalarda çöküntüler meydana geliyor zaman zaman. Bunu çok yakın bir tarihte Aksa’ya yakın bir ilköğretim okulunda okul sınıfı tamamen çöktü. Allah korudu eğitim esnasında değildi. İsrail bu kazıları yaparken şunu amaçlıyor ve şunu yaptı zaten Mescid-i Aksa’nın altında şuan iki sinagog var Yahudilerin sinagogları. İbadetlerini bu sinagoglarda yapıyorlar ve Mescid-i Aksa’nın etrafındaki Müslümanlara ait, İslam’a ait bütün tarihi eserleri yok etmek için çalışmalar yapıyor, o eserleri yıkıyor, o eserleri kendi zimmetine geçiriyor.
Yıkamadıkları eserleri ne yapıyorlar?
Yıkamadıkları eserler örnek olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırmış olduğu Kudüs Surları. Bu surları yıkamadı, şuan bu surları Yahudileştirmek için çalışmalar yapılıyor. Surların üzerine yazılan Osmanlı kitabeleri, yazıtlarını siliyorlar, yerine İbranice yazılar yazıyorlar, kazıyorlar. Yahudi simgelerini de kazıyorlar, Yahudi Şamdanını kazıyorlar surlara, tapınağın maketini kazıyorlar, Yahudi yıldızını da kazıyorlar ve böylece bu suru kendi zimmetine geçirecek ve bu duvarı biz yaptık üzerine Yahudilere ait simgeler kazınmış diyecek insanlara.
Ve saldırılardan tehlikelerden bahsedince şu saldırıda çok tehlikeli. Mescid-i Aksa’ya günde onlarca bazı günlerde yüzlerce Yahudi Mescid-i Aksa’nın içine girebiliyor, Mescid-i Aksa’nın içerisinde İsrail istihbarat adamları kolayca girebiliyorlar, Mescid-i Aksa’nın içerisinde ibadetlerini de kolayca yapabiliyorlar maalesef. İsrail bütün bunları yaparken bugün çok açık ve net bir şekilde bütün dünyaya sesleniyor ve diyor ki;”Ben Mescid-i Aksa’yı yıkacağım ve yerine Süleyman tapınağını inşa edeceğim”. Bunu çok açık ve net bir şekilde söylüyor ama maalesef buna Müslümanlardan yeterli tepki görülmüyor.
Müslümanlardan beklentileriniz neler?
Şunu iyi bilmemiz lazım Mescid-i Aksa meselesi, Kudüs meselesi Müslümanların akidesinden bir parça olan mesele. Ve böylece Kudüs meselesi İslami bir mesele, İslami dava Müslümanların davası ve her Müslüman’ın davası. Böylece buna inanıyorsak Mescid-i Aksa işgal altında olduğu müddetçe Müslüman olan herkeste bu işgal altında. Yani bütün Müslümanlar işgalde ve Mescid-i Aksa işgalde ve biz işgalden kurtarmak istiyorsak istiklale ulaşmak istiyorsak Mescid-i Aksa’yı da bu işgalden kurtarmamız lazım. Bunu yapmak için bütün Müslümanlar şunu bilmesi lazım Mescid-i Aksa bizim malımızdan da önemli, kanımızdan da daha önemli ve nefsimizden, ruhumuzdan da daha önemli. Bu sözleri iyi duymamız lazım, bunlara güzel bir şekilde inanmamız lazım. Kudüs, Mescid-i Aksa akidemizden, dinimizden bir parça olduğunu bilmemiz lazım.
Kudüs konusunda İslam ülkelerinin liderleri ne yapmalı?
Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği sözü çok önemsiyorum. Bir konuşmasında Erdoğan şunu söylemişti; “Kudüs’ün geleceği ve Medine’nin geleceği, Mekke’nin geleceği, İstanbul’un geleceğinden bir parça”. Yani Kudüs’ü İstanbul’dan ayrı düşünemeyiz. Ben bu stratejiyi bütün Müslüman ülkelerin liderlerine bu stratejiyi onlara iletmek istiyorum. Ve herkes bu strateji üzerine düşünmesi lazım ve bu stratejiyi benimsemesi lazım. Eğer bu stratejiyi benimsersek inşallah Kudüs ve Mescid-i Aksa işgalden kurtulacak ve tüm Müslümanlar bu stratejiyi kendi içlerinde yaşayacaklar, bu stratejiyi benimseyecekler Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı işgalden kurtaracaklar. Her Müslüman Mescid-i Aksa’dan sorumludur.
Terör devletinin hangi şiddetine, baskılarına, zorbalığına maruz kaldınız?
İsrail bizim bu sert duruşumuza, mücadelemize karşı çıkmak için bize adeta bir savaş ilan etti. İsrail bize yönelik yapılan bu savaşta bizim derneklerimizi, vakıflarımızı kapattı. Birçok vakfı, derneği kapattı, yardımları ve çalışmalarımızı durdurmak için. Sadece kapatmakla yetinmedi bu kuruluşlarda bulunan paralara el koydu, içindeki çok değerli vesikalara, belgelere el koydu. Bizim çalışmalarımızı durdurmak için bunarı yaptı. Onlarca kişiyi tutukladılar. İsrail bizim peşimizi bırakmadı. Sürekli tutukladı, sürekli hapse attılar. Beni Kudüs’ten Mescid-i Aksa’dan uzaklaştırdılar. Mescid-i Aksa’dan beni uzaklaştırmak istiyorlar. Beni hapis cezasına çarptırdı İsrail, defalarca hapiste kaldım. İsrail’in amacı beni ve ekibimi Kudüs’ten uzaklaştırmak, Mescid-i Aksa’dan uzaklaştırmak. Bu davadan vazgeçtirmek istiyor İsrail. İsrail eğer bizi iki şeyden birisini seçmek zorunda kalırsak “ya hapiste kalırsınız ya da davadan vazgeçersiniz” diye bize söylerse İsrail bunu “biz bu davadan vazgeçmeyiz, bu davadan vazgeçmek istemiyoruz, biz her zaman bu davanın peşinde koşacağız ve hapse bizi atacaklarsa hapse diyoruz ki “hoş geldin hapis”. Biz her zaman hapse gireriz ama her zaman İsrail’in zulmü altında kalabiliriz ama Kudüs’ten, Mescid-i Aksa’dan vazgeçmeyiz. Her zaman Kudüs, Mescid-i Aksa’yı savunacağız.
Türklerin Kudüs ziyaretleri hakkında ne söylemek istersiniz?
Bu ziyaretleri ben önemsiyorum, bu ziyaretlerin hedefini de çok önemsiyorum. Bu ziyaretler eğer Kudüs, Mesci-i Aksa’yı bilmek için yapılırsa, Kudüs’ün Mescid-i Aksa’nın şuurunda olmak için yapılıyor ve İsrail’in planlarını bilmek için bu ziyaretler yapılıyorsa ben bu ziyaretleri çok olumlu ve çok önemli ve çok verimli olarak görüyorum. Bu ziyaretler yapılmalı, Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın durumunu bu şekilde çok daha iyi bilinir diye inanıyorum. Türkiye’deki turizm şirketleri Filistin’deki turizm şirketleri ile bir anlaşma imzalamaları lazım. Tabi Kudüs ziyaretlerinde, Kudüs gezilerinde her zaman zorluk olabilir, her zaman İsrail’in engelleri de olabilir; bu engellere rağmen, bu zorluklara rağmen Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya gitmeliyiz. Ama ben burada şunu da istiyorum, “Bu ziyaretleri yaparken ziyaret esnasında, ziyaret bitene kadar ve ziyaret sonrasında hiçbir İsrailli ile hiçbir diyaloga geçmemeliyiz. Gezi esnasında İsrail’in, Yahudilerin alış veriş merkezlerinden veya onlarla bir irtibata geçmemeliyiz sadece Müslümanlarla Kudüs halkıyla irtibata geçmeliyiz, onlardan yardım almalıyız, onlara yardım etmeliyiz”. Böyle ziyaretlerin çok verimli olacağına inanıyorum ve zaten böyle ziyaretler Kudüs, Mescid-i Aksa’nın kurtulmasında çok önemli ziyaretler.
Kudüs’e gitmeyi planlayanların nasıl bir yol izlemeleri gerekir?
Filistin’de doğru adresler var Müslümanların turizm firmaları var, Müslümanların rehberleri de var Kudüs ve Mescid-i Aksa’da. Ben inanıyorum Türkiye’deki turizm şirketleri bu olayın bilincinde ve bu adresleri biliyorlar, Müslümanların adreslerini biliyorlar, Müslümanların turizm şirketlerini de biliyorlar, Müslümanların rehberlerini de biliyorlar. Ben inanıyorum Türkiye’deki şirketler bu olayın şuurundalar ve bunlarla irtibata geçecekler ve orada bu ilişkiyi kurabilecekler ve bu ilişkiyi güçlendirecekler inşallah. Böylece bir Müslüman Kudüs’e geldiğinde Müslümanların otellerinde kalacak, Müslümanların mağazalarından alış veriş yapacak Müslümanların lokantalarında yiyecek içecek, Müslümanların rehberlerinden yararlanacak ve onlarla gezip dolaşacak. Bunları bu şekilde yaparsak Türkiye’deki şirketler bunları bu şekilde yaparsa inanıyorum bunun kazancı sadece Kudüs için, Mescid-i Aksa için olacak. Oradaki Müslümanlar kazanacak, oradaki Müslümanların varlığını bu şekilde koruyabileceğiz.
Türk halkının Kudüs davasına olan ilgisini nasıl buluyorsunuz?
Ben şunu söylemek istiyorum; “Biz Türk halkını çok seviyorux” ve şunu da söylemek gerekiyor eğer ki dünyadaki bütün halklar, bütün Müslümanlar Türk halkı gibi kendi görevlerini yerine getirse, Türk halkı gibi Kudüs’ün şuurunda, Mescid-i Aksa’nın şuurunda yaşayabilirlerse Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı kurtarmış oluruz. Ben şunu gördüm Türk halkının tamamı Kudüs, Mescid-i Aksa’yı seviyor, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı emanet olarak görüyor, kendilerinin üzerine büyük bir sorumluluk olarak görüyorlar ve Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı savunmak için elinden gelen her şeyi yapacaklar gibi görünüyorlar.
Son olarak Kudüs’ün Müslümanlara mesajı nedir?
Kudüs Müslümanlara çağrıda bulunuyor, Türk halkına çağrıda bulunuyor. Kudüs diyor ki Müslümanlara; “Ey Müslümanlar, Ey İslam gelin beni savunun, gelin beni işgalden kurtarın”. Ben de buradan İstanbul’dan bütün İslam dünyasına çağrıda bulunuyorum. Diyorum ki onlara; “Kudüs sizi bekliyor, Kudüs sizin savunmanızı bekliyor, Kudüs’ü kurtarın, Kudüs’ü işgalden kurtarın ve Kudüs’e gelin hep beraber özgür Mescid-i Aksa’da namaz kılalım inşallah.
YENİ AKİT
Son Güncelleme: 04.07.2017 09:59