Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) “Genişletişmiş Başkanlar Kurulu Toplantısında” yaptığı konuşmada, KDV Reformu kapsamında TİM’in görüşlerini birinci ağızdan dinleyeceklerini kaydederek, onların ortaya koyacağı görüşler çerçevesinde KDV Reformunu şekillendireceklerini ifade etti.
Türkiye’nin Katma Değer Vergisi ile 1985 yılında tanıştığını anımsatan Ağbal, 32 yıllık uygulaması olan bu kanunun Türk vergi sistemi açısından doğru bir tercih olduğunu aktardı. Ağbal, KDV’nin ekonomiye yaptığı katkıdan ve kamu maliyesine önemli bir gelir kaynağı olmasından bahsederek, ancak ihracatçıların, ticaret ve sanayi odalarının KDV Kanunundan şikayetçi olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin dört bir tarafında mevcut sistemle ilgili şikayet olduğunu dile getiren Ağbal, bürokrasi için karmaşık bir sistem olduğunu, KDV’nin aslında tüketimi vergilendirmesi gerektiğini, mavcut kanunun tüketimi değil üretimi, yatırımı, işletmeleri ve ihracatı vergilendiren bir vergiye dönüştüğünü anlattı.
Ağbal, “Ciddi anlamda işletmelerimizin mevcut sitem dolayısıyla birikmiş alacakları var. Biz size borçluyuz yani bu çalışmalar sırasında onu da gördük. Reel sektörün devletten 140 milyar lirayı aşan bir KDV alacağı var.” diye konuştu.
Sistemin zamanla karmaşık hale geldiğini, farklı oranların uygulanmaya başlandığını, bunun kayıtdışılığa neden olduğunu, rekabetin bozulduğunu anlatan Ağbal, KDV sisteminden memnun olan kimseyi görmediğini vurguladı.
“SİSTEM BU HALİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”
Ağbal, bu sistemden herkes gibi kendilerinin de şikayetçi olduğunu kaydederek, az sayıda firmadan toplanan firmadan KDV topladıklarını, milyonun üzerinde işletmenin hemen hemen hiç KDV ödemediğini bildirdi. Bakan Ağbal, “Sistem, bu haliyle sürdürülebilir değil. Yatırımın, üretimin, istihdamın ve ihracatın önünde ciddi bir engel oluşturuyor bu haliyle. Mevcut KDV sistemi yerli üretimin aleyhine çalışyor. İthalat yapmak daha cazip. bütün bunları gördüğümüz noktada, ’32 yıllık kanunun artık reforma tabi tutulma zamanı gelmiş’ dedik” ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda bütün STK’lara ve ilgililere KDV sisteminin değiştirilmesi konusunun çok önemli olduğu ve onlarla istişare yaparak bunu değiştirmeleri konusunda çağrıda bulunduklarını anımsatan Ağbal, STK’ların, ihracatçıların ve birçok ilgili kuruluşun kendilerine pozitif dönüş yaptığını aktardı.
Ağbal, bu toplantıda ortaya çıkan raporu her zaman değerlendireceklerini vurguladı. KDV reformuna ilişkin görüşlerin gelmeye devam ettiğini belirterek, “Bütün sivil toplum örgütlerinden de yavaş yavaş görüşler gelmeye başladı. İnşallah birkaç ay içerisinde bunları toparladıktan sonra bütün bu çalışmaların bulgularını masaya koyacağız ve yine sizlerle birlikte KDV reformunu yapacaksak nasıl yapacağımızı birlikte kararlaştıracağız.” dedi.
Naci Ağbal, ne yapıp edip enflasyonu tek haneli düşük seviyelere getirmeleri gerektiğine işaret ederek, enflasyonun olumsuz etkilerini 1990’lı yıllardan bildiklerini ifade etti. Ağbal, “Şu anda Merkez Banka’mız enflasyon tek haneli, sürdürülebilir seviyelere gelene kadar sıkı para politikasına devam etme kararı içerinde. Maliye politikası kanalından biz para politikasına destek vermeye devam edeceğiz. Özellikle enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız. Dolaylı vergiler üzerinden fiyat ayarlamalarına neden olacak ve bu yolla enflasyonu yukarıya çekecek bir vergisel düzenlememiz olmayacak.” şeklinde konuştu.
“BÜTÇE AÇIĞINI YÜZDE 2’NİN ALTINDA TUTMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Türkiye’de son 5 yıldır ortama bütçe açığının yüzde 1 olduğunu belirten Ağbal, bu yıl ekonominin ihtiyaçlarını dikkate alarak maliye politikasında bir miktar gevşeme yaptıklarını söyledi. Ağbal, “Bugün Türkiye’nin 2017 için öngördüğümüz bütçe açığı yüzde 2’nin hemen altında veya hemen üstünde. Önümüzdeki aylarda yapacağımız çalışmalarla yüzde 2’nin altında bir seviyede tutmak için gayret sarf ediyoruz. Bunun için üretime, istihdama, ihracata yük getirmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
AA