Elazığ’da, karayollarından emekli 6 çocuk ve 10 torun sahibi Hasan Gündüz, uzun yıllardır açtığı iş yerinde iş aletleri bilemesi yapıyor. 2004 yılında vefat eden 6 çocuğunun annesi eşi Saadet Gündüz’e sağlığında ‘evlenmeyeceğim’ diye söz veren Hasan Gündüz, vaktini geçirmek için sonradan öğrendiği ve yok olmaya yüz tutan mesleğini sürdürüyor. Eşinin 2004 yılında vefat ettiğini ve ona bir daha evlenmeme sözü verdiğini ifade eden Hasan Gündüz, “Aileme de zamanında evlenmeyeceğim diye söz verdim. O zamanlar 60 yaşındaydım. Evlenmeyince de nasıl vakit geçireceğim diye düşündüm. Arkadaşla bir işe ortak oldum. O da rahmetli olunca başka bir dükkan açtım. 1999’dan bu iş yerindeyim testere, inşaatçı kerpeteni bileme gibi işler yapıyorum. Bu durumda zamanım geçiyor” dedi.
“VAKİT GEÇİRMEK ÇOK ZOR OLUYOR”
Evde yalnız olduğunu belirten Gündüz, “Evime yakın bir kızım var. Akşamları gidip orada yemek yiyorum. Yemekten sonra da gelip evde uyuyorum. Vakit geçirmek çok zor oluyor. Bu işi severek yapıyorum. Hem vakit geçirmek için iyi oluyor. Bu işleri kimse doğru düzgün yapmıyor. Ben işi düzgün yaptığım zaman adam geliyor, ‘annene, babana rahmet etsin. Allah uzun ömürler versin. Sen ölürsen biz ne yaparız’ diyorlar. Onların duaları da beni ayakta tutuyor” diye konuştu.
“EVLENMEYECEĞİM DİYE SÖZ VERDİM”
Eşi vefat edince kendisini evlendirmek istediklerini fakat kabul etmediğini anlatan Gündüz, “Hanıma evlenmeyeceğim diye söz vermiştim. Oğullarım ve kardeşlerim seni evlendirelim dediler. Ama ben söz vermişim. Hatta ölüm günü ben çocuklara evlenmeyeceğim dedim. Ben tuhaf bir adamım. Evlenince gelen hanımla oturduğum zaman sanki benim hanım gelip bana ‘Bana söz verdin. Evlenmeye utanmıyor musun’ diyecek gibi geliyor. O benim aklıma gelince moralim bozuluyor. Ben evlenemeyeceğim dedim. Onlar da ısrar etmediler. Daha iyi oldu. Evlenseydim belki çocuklarımla iyi olmazdım. Şimdi çocuklarımla çok iyiyim” şeklinde konuştu.
“KEŞKE ONUN YÜZÜNÜ ÖPSEYDİM”
Eşi öldükten sonra sanki vücudundaki damarların çekildiğini dile getiren Gündüz, “Öldükten sonra kıymetli oldu. Önceden o kadar kıymetini bilmiyordum. Ölünce anladım. Arkadaşlarım bazen ‘hanımım hasta’ diyor. Bende ‘Allah’ını seviyorsan git hanımına bak. Doktora götür’ diyorum. Mesela hanım yemek yapmıştı tuzlu olmuş. Bende niye tuzlu yaptın diye bağırırdım. Onlar hatırıma geldikçe ağlıyorum. Keşke o zamanları yüzünü öpeydim. ‘Bir şey olmaz. Bugün de böyle olsun, yarın da iyi olur’ deseydim daha iyi olurdu. Öldükten sonra hanımla üzüntülü bir anım aklıma geliyor ve üzülüyorum” dedi.