Başkent Dakka’daki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, 70 kişinin tanık olarak dinlendiği yargılama sürecinin ardından Hüseyin’i, Bağımsızlık Savaşı sırasında “Pakistan askerlerine yardım eden grubu yönetmek, adam kaçırmak, cinayet ve işkence”den suçlu buldu.
Sakhavat Hüseyin’in avukatları ise kararı temyiz edeceklerini açıkladı.
Savaş yıllarında Cemaat-i İslami Partisi’nin öğrenci kanadı Chhatra Sangha’nın merkez komite üyeliğini yapan Hüseyin, daha sonra partiden ayrılarak eski Başbakan Begüm Halide Ziya’nın liderliğini yürüttüğü Bangladeş Milliyetçi Partisi’ne geçmişti.
Sakhavat Hüseyin, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin kurulmasının ardından 2014’te başkent Dakka’da tutuklanmıştı.
Mahkeme, 6’sı gıyabında yargılanan diğer 7 kişiye de ömür boyu hapis cezası verdi.
ULUSLARARASI SAVAŞ SUÇLARI MAHKEMESİ KARARLARI
Başbakan Şeyh Hasina tarafından bağımsızlık savaşı sırasında işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009’da kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, şimdiye kadar 22 kişi hakkında karar verdi. Bunların büyük bir kısmı, ülkenin İslami değerleri savunan en büyük partisi Cemaat-i İslami liderlerinden oluşuyor.
Mahkeme tarafından suçlu bulunan ve idam cezasına mahkum edilen ilk kişi, Cemaat-i İslami Partisi’nden Abdülkelam Azad olmuştu. Ülkeden ayrıldığı için gıyabında yargılanan Azad, Ocak 2013’te idam cezasına çarptırılmıştı.
Partinin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla, Şubat 2013’te ömür boyu hapse mahkum edilmiş, 17 Eylül’de cezası Temyiz Mahkemesi tarafından idama çevrilmişti. Molla, 12 Aralık 2013’te cezası infaz edilen ilk Cemaat-i İslami lideri olmuştu. Mahkemenin 90 yıl hapse mahkum ettiği Cemaat-i İslami’nin 92 yaşındaki lideri Gulam Azzam da 23 Ekim’de hapishanede ölmüştü.
Hasina hükümetinin kurduğu mahkeme, 2 Kasım 2014’te de partinin Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Mir Kasım Ali’yi bağımsızlık savaşı sırasındaki bazı olaylardan dolayı idama mahkum etmişti. Cezası, Yüksek Mahkeme tarafından 3 Kasım 2014’te onanan partinin Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman da 11 Nisan 2015’te idam edilmişti.
Mahkeme, 18 Şubat 2015’te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdus Sobhan’ı 9 suçlamanın 6’sından suçlu bularak idama mahkum etmiş, 16 Temmuz’da da bağımsızlık savaşı sırasında Pakistan Ordusu tarafından kurulan Rızakar milis kuvvetlerine üye olduğu kaydedilen Furkan Malik’e ölüm cezası vermişti. Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid’e 1971’deki bağımsızlık savaşı sırasında insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle verilen idam cezası, 16 Haziran’da Yüksek Mahkeme tarafından onanmıştı.
Azzam’ın ardından partinin liderliğini üstlenen Motiur Rahman Nizami, 29 Ekim 2014’te idama mahkum edilmişti. Kararın üst mahkeme tarafından onanmasının ardından Nizami, 10 Mayıs 2016’da asılmıştı. Nizami’nin idamı, uluslararası toplum tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Bazı muhalefet partileri ve uluslararası gözlemciler, Hasina hükümeti tarafından kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin adil yargılama standartlarına uymadığını ve siyasi kararlar aldığına dikkati çekiyor.
Cemaat-i İslami Partisi de lider kadrosuna yönelik mahkeme kararlarının siyasi olduğuna işaret ederek, halkı Hasina hükümetinin “devlet terörüne” karşı çıkmaya çağırıyor. Parti yetkilileri, hükümetin muhalifleri bastırmak için kitlesel cinayetler, keyfi tutuklamalar, yargısız infaz ve işkence gibi suçlar işlediğini belirtiyor.
Cemaat-i İslami yetkilileri, bağımsızlık savaşının ardından 1973’te çıkarılan Savaş Suçları Kanunu’na göre ancak silahlı savunma ya da yardımcı gruplara üye kişilerin savaş suçları ya da insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabileceğini, buna karşın üyelerinden hiçbirinin silahlı gruplara üye olmadığını, dolayısıyla bu suçlamalarla yargılanamayacağını vurguluyor.
Hindistan’dan 1947 yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Pakistan’ın doğusu ile batısı arasında 1971’de başlayan iç savaş, bağımsız Bangladeş devletinin kurulmasıyla son bulmuştu.
Pakistan, ülkenin doğusundaki halkın bir bölümünün bağımsızlık talep etmesi üzerine bölgeye çok sayıda asker göndermişti. İç savaş sırasında Doğu Pakistan’dan yaklaşık 10 milyon sivilin evlerini terk ederek Hindistan’a göç etmesi üzerine Hindistan hükümeti, Aralık 1971’de bugünkü Bangladeş olarak bilinen Doğu Pakistan’ı işgal etmişti. Pakistan askerlerinin Dakka’da Hindistan güvenlik güçlerine teslim olmasının ardından 16 Aralık 1971’de Doğu Pakistan yeni adıyla Bangladeş olarak bağımsızlığını ilan etmişti. Yaklaşık 9 ay süren bağımsızlık savaşı sırasında 3 milyondan fazla kişi yaşamını yitirmiş, milyonlarcası yaralanmıştı.