Grup Yürüyüş’ün kurucusu Mehmet Ali Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz gecesi bir yakınının düğününe katılmak için İzmir’de olduğunu, darbe girişiminden telefonla arayan arkadaşlarının “Boğaziçi Köprüsü’nde askerler var” demesi üzerine haberdar olduğunu söyledi.
İlk başta bunun mümkün olmadığını düşünerek, ciddiye almadığını kaydeden Aslan, şunları aktardı:
“Haberler artmaya başlayınca haberlere ve sosyal medyaya bakmaya başladık. Bir şeylerin döndüğü aşikardı. Güvendiğimiz bazı haber kaynakları da tankların, jetlerin harekete geçtiğini teyit edince işin ciddi olduğunu idrak ettik ve düğünün havası birden değişti.
Gelin kardeşimizin annesi, Özgür-Der İzmir Şube Başkanı Nurcan Büyük mikrofonu alıp ‘Ülkede bir darbe girişimi yaşanıyor’ diyerek, düğünü bitirip meydanlara çıkacağımızı açıkladı.”
Aslan, olayın ardından İzmir Valiliği’nin bulunduğu Konak Meydanı’nda toplanma kararı aldıklarını, bir yandan da tanıdığı herkesle irtibata geçerek sokaklara çıkmalarını ve hain girişimi protesto etmelerini istediğini dile getirdi.
İzmir’de kısa sürede büyük bir kalabalık toplandığın altını çizen Aslan, şunları söyledi:
“Bir süre protestoya orada devam ettik ancak Ankara ve İstanbul’dan darbeci askerlerin karadan ve havadan halka ateş açtığı ve çok sayıda şehit ve yaralımızın olduğuna dair haber alınca o gece İstanbul’a doğru yola koyulduk.
İlkin köprüdeki tankların çıktığı Kartal’daki Nurettin Baransel Kışlası’na gittik ve burada geceden beri nöbete duran kardeşlerimizden bilgi aldık. Ardından uzunca bir trafik sonrasında Fatih’e geçtik ve darbe karşıtı etkinliklere orada devam ettik.”
Mehmet Ali Aslan, Türkiye’de 1960 ve 1980 yıllarında yaşanan darbeleri kitaplardan, filmlerden ve anlatılanlardan öğrendiğini söyleyerek, “28 Şubat sürecinde ise İstanbul Üniversitesi’ndeydim. Sürece yakından tanıklık ettim. 28 Şubat’ta darbe esnasında kitlesel bir tepki gösterememiştik. Ancak darbe ürünü, başörtüsü yasağı ve imam hatiplerin kapatılmak istenmesi üzerine uzun süren bir direniş ortaya koyulmuştu.” diye konuştu.
Aslan, yeni bir darbe girişimi yaşanacağına ihtimal vermediğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
“Elbette yerel ve uluslararası düzeyde AK Parti hükümetine tahammülsüz çevreler vardı. Hükümeti yıpratmak ve yıkmak isteyen bu çevreler söz konusu uluslararası desteği de alarak birtakım girişimlerde bulunmuşlardı.
Fakat darbelerle dolu bir tarihi olsa da AK Parti döneminde askeri vesayet geriletildiği için Türkiye’de bir darbenin yaşanma ihtimalinin oldukça düşük olduğunu düşünüyordum. Arayıp haber veren arkadaşlarıma da bu sebeple ‘Ciddi bir şey değildir’ demiştim.”
FETÖ’nün darbe girişiminin daha önceki darbelerden farklı olduğunu aktaran Aslan, “Adeta bir işgal girişimiyle muhataptık. Halkın üstüne savaş uçaklarından bomba atan, helikopterden kurşun yağdıran, tankla ezen bir barbarlıkla karşı karşıyaydık. Bu ciddiyete rağmen başta İstanbul ve Ankara’da olmak üzere halkın canını ortaya koyarak darbeye direnmesi muazzam bir şeydi.” değerlendirmesini yaptı.
Halkın topyekün askeri darbeye direnmesinin Türkiye için bir iftihar kaynağı olduğunu söyleyen Aslan, halkın bir ferdi olarak gurur ve onur duyduğunu ifade etti.
“Halkı küçümseyen sanatçıların tutumu beni şaşırtmadı”
Mehmet Ali Aslan, sanat dünyasındaki bazı isimlerin, darbe girişimi sırasında halkın yanında yer almadığını savunarak, şu eleştiride bulundu:
“Her zaman bu halkı küçümseyen, onlara tepeden bakan, halkın inanç ve değerlerine hiçbir saygısı olmayan ‘sanat’ çevrelerinin tutumu, doğrusu bana şaşırtıcı gelmedi. ‘Dikkat edin halk da düşmanınızdır!’ diyen Batıcı bir çizginin takipçisi bunlar.
Darbeyi, insanları tanklarla ezen canileri değil, hiçbir gerçekliği olmayan yalan haberler üzerinden halkın direnişini itham etmeleri bundan kaynaklandı.”
Halkın “hor görüldüğü”nü kaydeden Aslan, “Tarih boyunca halkın inancını özgürce yaşamasının yasaklandığı dönemler oldu. İradesini ortaya koyduğu zamanlarda da başı darbelerle ezilmeye çalışıldı ama 15 Temmuz direnişi artık her şeyin değiştiğini gösteriyor. Geleceğine, iradesine, kazanımlarına, değerlerine sahip çıkan, bu uğurda ölmeyi göze alan bir halk var.” ifadelerini kullandı.
Aslan, darbe girişimi sırasında sokağa dökülen halkın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ölümüne koruyacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisinin ve ona duyulan güvenin insanların canlarını ortaya koyacak kadar güçlü bir duygu olduğunu gördük. Bu süreçte İstanbul’da birçok meydanda bulunduk.
Birkaç gündür de Anadolu’dayız. Sakarya, Bursa, Şanlıurfa, Bingöl, Adıyaman, Mardin’e gittik. Her gün bir şehirde programımız var ve devam edecek. Meydanlar yangın yeri.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “dönün” diyene kadar kimsenin eve dönmeye niyeti olmadığına dikkati çeken Aslan, meydanlarda dualar edildiğini, Kur’an-ı Kerim okunduğunu, marşlar söylendiğini, namazlar kılındığını belirtti.
“Direnişi ‘Halk Geliyor’ şarkımızla selamladık”
Aslan, “Meydanlarda, ölümü destansı bir zafere çeviren halkın içindeyiz.” diyerek, şunları kaydetti:
“Bu kadar şehide rağmen kahramanca direnen ve hala nöbet tutarak iradesine sahip çıkan bir halk bu. Bu muazzam direnişi sanatın her dalında anlatmalıyız. Özverili bir mücadeleye tanık olduk. Tankların önüne yatanlar, kalbi şehadetle atanlar, ülkeyi saran kardeşlik yumağı. Biz de grup olarak, söz ve müziği şahsıma ait ‘Halk Geliyor’ marşıyla selamlıyoruz bu direnişi.”
Meydanlarda nöbet tutmaya devam edeceklerinin altını çizen Aslan, 15 Temmuz direnişi için ikinci bir eser daha hazırladıklarını sözlerine ekledi.
Grup Yürüyüş’ün “Halk Geliyor” şarkısının sözlerinin bir kısmı şöyle:
“Tank geliyor, geliyor, jetler alçak uçuyor/Hainler şehre indi, mermiler uçuşuyor/Tekbir, Allahu Ekber/Halk geliyor geliyor, tüm eller birleşiyor/Ebabil kuşları gibi zulmün üstüne yağıyor/Halk geliyor geliyor genci yaşlısı yürüyor/Ebabil kuşları gibi zulmün üstüne yağıyor/Tekbir, Allahu Ekber.”
KAYNAK:HABER10