Kerkük’teki Krizin Perde Arkasında Neler Yaşanıyor?

06 Nisan 2017

Kerkük’teki bayrak krizi… Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin Irak Meclisi’nin aldığı “Kerkük’te kamu binalarına yalnızca Irak bayrağının asılabileceği” yönündeki kararını tanımaması… Son olarak da Kerkük İl Meclisi’nin Kerkük’ün Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne bağlanması için referanduma gitme kararı… Türkiye süreçten rahatsız…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2012 yılından beri iyi ilişkilerinin olduğu Kuzey Irak yönetimine sert mesaj gönderdi. “Yanlış buluyorum, o bayrakları hemen indirin, yoksa geldiğimiz noktadan geri adım atmaya mecbur kalırsınız” dedi. Ankara Kerkük politikasında net.. Statüsü belirlenmeyen, tarihte Türkmen kenti olarak bilinen Kerkük’te ‘oldu bitti’ye karşı… Krizin perde arkasında Ankara’nın göz ardı etmediği bir husus var. O da Mesut Barzani’nin durumu… Bu krizin KDP-KYB çekişmesinin sonucunda çıkmış olabileceği. Türkiye, yerel yetkililerin “Bu kriz biraz da Mesut Barzani’nin de içine itildiği bir kriz“ kanaatini dikkatle not ediyor. İç siyasi dengeler göz ardı edilmese de Türkiye’nin krizi bitirmek için adım atması gereken tarafın yine de Mesut Barzani olduğunu düşünüyor.

28 Mart’ta Kerkük’te kamu binalarına çekilen Kürdistan bayrağı yepyeni bir krizi başlattı. Kriz başladığından bu yana Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani Cumhurbaşkanı ya da Başbakan düzeyinde bir telefon görüşmesi yapılmadı.

Kerkük, Kuzey Irak’ta Barzani’nin partisi KDP (Kürdistan Demokratik Partisi) ile uzun süredir çekişme yaşayan bir diğer Kürt partisi KYB’nin (Kürdistan Yurtseverler Birliği) kontrolünde. Bayrak krizini KYB üyesi, Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, attığı adım ile başlattı. Üst düzey bir Türk yetkili, “Bazı çevreler, bir süredir devam eden KYB-KDP rekabetinden yararlanmış olabilir. Kurnaz bir zamanlama yapılmış olabilir” diyor. 

Bayrak krizi süresince birlikte hareket ediyor görünen KDP ve İran’a yakın pozisyon alan KYB arasında bir süredir derin görüş ayrılıkları var. Bu durum göz önüne alındığında Irak’taki yerel yetkililerin kanaati ve verdiği bilgi de “Barzani’nin bu krizin içine itildiği’ şeklinde… Mesut Barzani’nin bir süredir Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti talebiyle yaptığı çıkışlar biliniyor. Ama yerel kaynakların altını çizdiği bir nokta var: “Mesut Barzani Kerkük’te böyle bir karmaşayı istemiyordu. Ama Kürt milliyetçileri açısından önemli bir yer olan Kerkük’te böyle bir bayrak mevzu gündeme geldikten sonra bu konuya Barzani karşı çıkamaz. İç denklemler Barzani’yi bu noktaya itti.” KDP’ ye yakın isimlerin Türkmenlerle kısa bir süre önce yaptığı görüşmeye bu yüzden dikkat çekiliyor.

Erdoğan Zonguldak’ta bir noktanın daha altını çizdi. “Suriye’de bizi sıkıştıracaklardı. Fırat Kalkanı ile oyunu bozduk. Cerablus ve El Bab’ta DAEŞ’i çökerttik. Irak’ta Sincar’ı ile Telafer’i ile Kerkük’ü ile yeni tezgahlar kuruyorlar.. Emin olun onları da başlarına geçireceğiz…” 

Sincar’daki PKK varlığı biliniyor. PKK’nın da Barzani’nin çekişme yaşadığı KYB kontrolündeki bölgelerde varlık gösterdiğini de.. Sincar da öyle bir yer. Türkiye, Irak’ın kuzeyinde PKK ile mücadeleyi, istediği düzeyde olmasa da Barzani yönetimi ile yürütüyor. Barzani yönetimi, Suriye krizinin devam ettiği bölgede, Türkiye’nin en yakın müttefiki… Erbil- Ankara arasında 49 yıllık enerji anlaşmaları var. Kerkük bu anlaşma için de hayati önemde zira, Irak petrolünün mevcut üretiminin yüzde 40’ı, kanıtlanmış petrol rezervlerinin yüzde 6’sı Kerkük’te. İşte Erbil ile işbirliğinin birçok boyutu varken, Türkiye bayrak krizi sebebiyle bu ilişkilerin bozulmasını istemiyor. Cumhurbaşkanı’nın PKK mesajının altını çizip, Kuzey Irak yönetimine ‘bu yanlıştan dönün’ mesajı vermesinin altında yatan sebep de bu. Yani bayrak krizini Barzani’nin girişimiyle çıkmamış olsa da Barzani’ye ‘buna izin verme’ mesajını net şekilde vermeye çalışıyor.
Başbakan Binali Yıldırım geçen hafta katıldığı televizyon programında Kerkük’teki bayrak krizinin ardından Irak Başbakanı Haydar El İbadi ile 45 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptığını açıkladı. Ama o görüşmeye ilişkin hiçbir detay paylaşılmadı.

TÜRKİYE KERKÜK’TE NE İSTİYOR? 

Dışişleri Bakanlığı, 28 Mart 2017’de “Bu adımı Kerkük’ün ihtilaflı statüsüyle ilgili ve Irak anayasasına aykırı tek taraflı bir tasarruf olarak değerlendiriyoruz.” açıklaması yaptı. Irak Anayasası’nda yazıldığı üzere, normalleşme, nüfus sayımının ardından referandumun yapılması öngörülüyor. Normalleşmeden kasıt, yerinden edilenlerin evlerine geri dönmesi… Kerkük’ün nüfusu tahminen yaklaşık 1.5 milyon. Saddam Hüseyin döneminde kentten zorla göç ettirilen Kürtler, Saddam Hüseyin dönemi sonrasında kente döndü. Iraklı Kürt gruplar, bunun ardından daha önce kendilerine yapılanı başkalarına, yani Türkmenlere ve Araplara yapmaya başladı. Türkiye özellikle yerlerinden edilen Türkmenlerin Kerkük’e geri dönmesini istiyor. Ayrıca tüm etnik unsurların kaybettiği mal mülkü geri kazanması da koşullardan. Bu krizin doğurduğu iki sonucu da Türkiye dikkatle not ediyor. 

1-KDP-KYB yakınlaşması. KYB’nin etkisiyle krizin içine çekildiği düşünülen Barzani yani KDP, yerel parlamento süreçlerinde KYB ile birlikte hareket ediyor görünüyor. Üst düzey bir yetkili, “Uzun süredir İran’ın etkisinde olan KYB’nin Tahran’dan uzaklaşması, PKK’ya verilen destek göz önünde bulundurulduğunda olumlu, ama bu birliktelik bağımsızlık meselesinde işbirliğini getirirse bunu da tercih etmeyiz” diyor. 

2- Ankara’yı bu süreçte tek memnun eden şey, Türkmenlerin durumu. Uzun süredir bir araya gelemeyen ve tek ses olamayan Türkmenlerin birleşmesinden Türkiye memnun.
 

VUSLAT GAZETESİ

Son Güncelleme: 06.04.2017 11:00

Anahtar Kelimeler:
, , ,