İŞTE LATİF ERDOĞAN’IN O YAZISI:
Devlet aklı, kendi mantığının doğrularıyla hareket eder. Bu doğruların hem zamanlama hem de içerik bakımından izafi değerler katmanlarında birer anlam kazanacağında kuşku yoktur. Bu bakımdan da devlet, dün ak dediğine bugün kara; bugün kara dediğine de yarın ak diyebilir; bu tezat ya da tenakus görünümü, ne onun yanılgısına ne de tutarsızlığına delil olur. Bu ifade ile, asla devletin yanılmazlığını savunmuş olmuyoruz; sadece devletin kendi doğrularını tespit ederken kendi mantığını kullandığını söylemiş oluyoruz. Yani bu mantığın, özel bir mantık olduğunu, güncellediğini kendi zaman algılamasına göre ayarladığını; olayları geçmiş- gelecek ve hale aynı anda bakarak değerlendirdiğini, hükümlerini de böylesi bir değerlendirme üzerine bina ettiğini ifade etmiş oluyoruz.
İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişmelerde, Amerika, süper devlet oluşunu ilan edip İngilizlerin elindeki imparatorluk mührünü alınca, özellikle Ortadoğu’daki hakimiyetini terk etmek istemeyen İngilizler, Amerika’ya ve Amerikan müttefiki devletlere sancılı bir coğrafya bırakmak düşüncesiyle bir strateji geliştirdiler. Bu stratejinin bir parçası da, o güne kadar hep destekledikleri askeri Kürt ayaklanmasını, bir Kürt halk hareketine dönüştürmek emeliydi. 1974’lü yıllarda, Amerika- Türkiye ortaklığında, İngilizlerin bu stratejisine bir karşı strateji geliştirildi ve bugün en çok bilinen adıyla PKK örgütü kuruldu. Bu örgütün ana hedefi, her türlü Kürt hareketinin inisiyatifini bünyesinde toplamak ve olası bir Kürt halk ayaklanmasını denetlemek, kontrol altında tutmak ve önlemekten ibaretti.
Yeni Akit