Milletvekili Şahin, TBMM’de konuştu

19 Ağustos 2016

Doğu’daki çözüm sürecinin 2015 yılı Temmuz ayında Şanlıurfa’da 2 polisin evlerinde öldürülmesi ile bozulduğunu anımsatan Milletvekili Şahin, “AK Parti iktidarları olarak elimizden geldiğince bölgede yeni birtakım çalışmaların imarı ve inşası için gerçekten sabırla, sükunetle, suhuletle işin üstesinden gelmeye çalışıldı. Tabii, bu süreç içerisinde bütün olumlu adımlara rağmen, özellikle, “PKK terör örgütü” denilen bu illet yapının o bölgede, gece girmiş oldukları bir evde iki masum polisimizi her zaman olduğu gibi katlederek ve arkasından da tekrar inkar politikası güderek bu işin içerisinden sıyrılmaya çalıştığını görmekteyiz” dedi.

2015 Temmuz ayına kadar bölgede iyi niyetli yaptıkları çalışmalar çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması ve bölgeye yatırımların gelmesi adına mücadele verdiklerinin altını çizen Şahin, “İş adamlarımızın o bölgede yeni baştan tesis edilen barış ve kardeşlik sürecinin hemen akabinde bölgeye yatırımların gelebilmesi için de gerçekten ciddi manada adımlar atıldı. Tabii, o süreç içerisinde hiç kullanılmayan otlakların, özellikle, yaylaların vatandaşlarımız tarafından kullanılmaya başlanması bazı kesimleri ciddi manada rahatsız etmekte ve bu süreci baltalama adına belki ufak tefek birtakım fevri çıkışlar olmuş olsa bile biz her seferinde işi sükunetle, suhuletle, itidalle götürmenin gayreti içerisinde olduk. O bölgedeki barış ve kardeşlik süreci içerisinde özellikle, bölge halkının yavaş yavaş terör örgütlerinden kopup devletin yanında yer almaya çalışmasının, oradaki atmosferi yeni baştan şekillendirmeye başlamasının bazı çevreleri ciddi manada rahatsız ettiğini görmekteyiz” ifadelerine yer verdi.

Bölgenin yeni baştan imar ve inşasını sürdürebilmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade eden Şahin, bundan rahatsızlık duyan terör ve teröre destek veren yereldeki güçlerin çatışma ortamını yeni başlattıklarını söyledi.

Bölgede bugüne kadar yaptıkları yatırımların her seferinde bölge halkı tarafından kabul gördüğünü dile getirdi. 

Şahin, “Maalesef, terör örgütünün o bölgede yapmış olduğu çalışmalar her zaman olduğu gibi, silahla, kanla, gözyaşıyla insanlarımızı derdest ederek, maalesef dağa kaldırarak, o bölgede insanlık adına hiçbir çalışmanın yapılmaması için uğraştılar. 15 yaşındaki genç kızlarımızı, evlatlarımızı, oğullarımızı, maalesef, dağda ne idüğü belirsiz o çevrelerin emirleri altında hizmetlerine sunduklarını gördük. Bölge insanının bundan memnun olması imkan dahilinde değil. Ama hiçbir zaman için Kürt halkının özellikle hamisi olmadığını o bölge insanları çok iyi bir şekilde bilmekte ve bundan rahatsızlık duyanları da ki, yaklaşık kırk yıldan beri o bölgede döktükleri kanda boğulmak üzere yapılan çalışmaların kendilerini sıkıntıya koyduğunu gördük. Ama biz her seferinde işi itidalle götürmeye çalışırken elbette ki o bölgenin yeniden inşası için de özellikle eğitim ve sağlık alanında yapmış olduğumuz çalışmaları daha iyi bir noktaya taşımanın gayreti içerisinde olduk.

Eğitim alanında yapmış olduğumuz çalışmalarda özellikle barış ve kardeşlik sürecinin kesintiye uğradığı tarihten hemen sonra başlatılan sokağa çıkma yasakları ile o bölgelerde eğitimin artık verilemez bir noktaya geldi. Özellikle 8 ve 12’nci sınıflardan başlamak üzere bölgedeki evlatlarımızın mağdur edilmemesi için bölgede almış olduğumuz tedbirlerle ayrı bir plan ve program uygulandı. Göç edenler için de yine yeni baştan onlarla ilgili düzenlemelere imza atmış olduk. Bölge insanın yapmış olduğumuz çalışmalardan ciddi manada memnuniyetleri var iken ama o bölge üzerinde emellerini her seferinde kana, silaha ve zorbalığa tevil eden oradaki silahlı terör örgütlerinin yapılan çalışmalardan rahatsızlık duyduğunu gördük.

Sağlık alanında yapılan çalışmalarda bütün sağlık elemanlarımıza karşı çok sinsi ve alçakça bir saldırının var olduğunu görüyoruz. Orada eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerimizden eğitim hizmetlerine kadar okullarımızın tamamını bombaladılar. Özellikle o bölgede yapmış olduğumuz sağlık çalışmaları çerçevesinde 27 Ağustos 2013’te sağlık memuru Eyüp Ergen’in Şırnak’ta, 31 Ağustos 2015’te Doktor Abdullah Biroğul Diyarbakır’da, 25 Eylül 2015 tarihinde ambulans şoförüne varıncaya kadar öldürdüler.

31 Ağustos 2015’te eczacı Yunus Koca’nın Diyarbakır’da, 9 Şubat 2016 tarihinde Uludere Devlet Hastanesinde görevli 2 memur olmak üzere Şırnak’ta 6 sağlık personelinin katledildiğini görmekteyiz. Bu süreç içerisinde özellikle personelin nöbet ve harcırah ücretlerini artırarak bölgedeki insanlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için çalıştık. Ama gözü dönmüş eli silahlı terör örgütlerinin o bölgede masum insanlarımıza sağlık ve eğitim hizmeti veren çalışanlarımıza ciddi bir şekilde baskı ve terör şiddetlerini uygulayarak maalesef bu süreci onlara zehir etmişlerdir” ifadelerini kullandı.

Son olarak bölgede PKK’lıların saldırılarına da değinen Şahin, “Biz kesinlikle bu süreç içerisinde yapmış olduğumuz çalışmalarla başta eğitim ve sağlık olmak üzere bölgenin yeni baştan imarı ve inşası için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ancak buna rağmen bu süreçte rahatsızlık duyan bazı çevrelerin her zaman için saflarını belirlemesi gerektiği noktasında bugüne kadar net bir adım atmadıklarını görüyoruz. Bölge insanlarının yapılan bu son operasyonlarla birlikte artık saflarını netleştirmiş olduklarını görmekteyiz. Özellikle yapmış olduğumuz bu çalışmaların hem eğitim alanında hem sağlık alanında yeterli olduğunu, belki eksik olduğunu ama yerli yerinde birçok hizmeti yapmaya başladığımızı görmekteyiz” diye konuştu.

İHA

Anahtar Kelimeler:
, , ,