Müslümanlar İslami Birliği Gerçekleştirmekle Sorumlu

13 Ağustos 2018

Tunus’un önde gelen mütefekkirlerinden Raşid Gannuşi, Anadolu Platformu’nun 05-10 Ağustos 2018 tarihleri arasında “İslam Dünyası: Birliktelik Modeli&Gelecek Perspektifi” üst başlığıyla Afyonkarahisar’da düzenlediği sempozyumda İslam dünyasının geleceğini konuştu.

Tunus NAHDA hareketi lideri Raşid Gannuşi “Anadolu Buluşmaları 13’ün “İslam Dünyasında İşbirliği İçin Rol Görevler” başlıklı VI. oturumunda “İslam Dünyasının Geleceği” adıyla bir sunum yaptı.

Raşid Gannuşi, konuşmasında özetle şunları dile getirdi:

-Sizlere Tunus’taki kardeşlerinizden selamlar getirdim.
-Tunus şu ana kadar devrimini korumayı başardı.
-Gençler bozguncu düzeni değiştirdi.
-İslam doğduğu günden beri özgürlükçü din olmuştur.
-İslam sadece bir din değildir, bir medeniyettir, bir kültürdür.
-Müslüman Arapların bir devleti yoktu. İslam onları Medine’de bir devlet yapmıştır.
-Medine Hicaz’da kurulan ilk devlettir.
-İslam bir devlettir. Medine Vesikası bir anayasa niteliğindedir. Bir arada yaşamayı düzenlemiştir.
-İstanbul İslam hilafetinin merkeziydi. Zira çoğulcuydu.
-Bu dinin tarihi aynı zamanda kültürün, siyasetin, medeniyetin tarihidir.
-Hz. Ömer, Ebubekir’in vasiyetiyle halife olmadı. Genel biat üzerine halife oldu. Aynı şekilde Hz. Ali de öyle…
-Hz. Ebubekir, “din ile toplumsal projeyi ayıranlarla savaşırım” dedi.
-Zekat toplumsal bir projedir ve İslam buna engel olanlarla savaşır.
-Hz. Ebubekir Ridde isyanları sırasında İslam’ın birliğini, medeniyetini ve toplumsal projesini korumuştur.
-Hz. Ebubekir İslam’ın toplumsal kapsayıcılığını korumak için yedi tane ordu kurdu.
-Bizim medeniyetimizde kralların uluhiyeti kabul edilmemiştir. Devrimler olmuştur.
-İslam, yönetimi herhangi bir ırka hasretmemiştir. Müslümanlar kardeştir.
-Ümmet birdir ve tekdir. İktidarın toplumlar arasında el değiştirmesine hak sunmuştur.
-Osmanlılar yaklaşık 500 yıl toplumları yönettiler. Tarihteki bu başarılarından ötürü Türkleri büyük bir muhabbetle selamlayoruz.
-İslam ümmetinin liderliği bugün boş kaldı.
-İslam devletinin yerine ulus devletler ikame edildi.
-İslam toplumları bugün kültürel bir topluluğa dönüştü.
-Filistin meselesi Müslümanların kalbindedir, merkezi bir yerdedir.
-Sorunlar, güçlükler Müslümanların birliğine hizmet ediyor.
-Bugün yapmamız gereken şey derinlikli bir şekilde düşünmektir. Niçin? İslam’ın sermayesi için..
-Müslümanlar birlik olarak, STK olarak, devlet olarak, cemaat olarak, birey olarak İslami birliği gerçekleştirmekle sorumludur.
-Sendikalar İslam toplumunun vahdeti için önemli roller oynayabilir.
-Mutlak vahdet gerçekleştirilemeyecekse nispi anlamda vahdet gerçekleştirilmelidir.
-İşbirliği geniş alanda yapılabilir, sınırsız yapılabilir.
-İslami hareketler yükselişteler.
-Arap devrimleri İslam ile iç içe geçmiştir.
-Demokrasi haramsa diktatörlük mü helal oluyor? İslami hareketlerin en büyük düşmanı diktatörlüktür.
-İslam’ın delili, ispatı, çağrısı güçlüdür. Kur’an meydan okuyor; “delillerinizi getirin” diyor.
-Özgürlük bizim açımızdan alan açıyor. Zira Kur’an’ın delilleri güçlüdür, açıktır.
-Başkalarına baskı uygulayarak bir yere varılamaz.
-Hapiste olanlardan ümitsizliğe kapılmayalım. Onlar geleceğin yöneticileridir.
-Özgürlük kötü şeylere de kapı açabilir, ama sonuçta halkımız haramı helali bilir. helali kutsar, haramdan kaçar.
-Özgürlüğün yanında yer almalıyız.
-Bu din insanın doğasına uygun bir dindir.
-Diktatör yöneticiler, radikaller özgürlüğü kaldırdılar, vakıfları kapattılar. Vakıflar topluma hizmet eden kurumlardı.
-Vakıf gibi kurumları yaymak için teşvik etmemiz gerekir.
-Her şeyi devletten beklememek gerekir.
-Devletin ve toplumun uyuştuğu yerde gelişme daha çabuk olur.
-Diktatörlük İslam’ın üzerindeki en büyük tehlikedir.
-Mevdudi, “İslam kapsayıcı bir kurtuluş devrimidir” diyor.
-İslam baskıya, zulme karşı sürekli bir devrimdir. Onun için diktatörlüğe karşı omuz omuza vermemiz gerekiyor. İslam örtüsü altındaki diktatörlükler en tehlikeli olanlardır.
-Diktatörlüklerle ilkesel olarak mücadele etmek lazım, çıkar odaklı değil.
-İslamcıların gücü koalisyonlar yapmaya yetmedi. Marjinal kaldılar, dışarı atıldılar. Toplumun diğer kesimleriyle ortak düşünsel zemin bulmamız gerekiyor.
-İslam radikaliliğe karşıdır. Radikallik nedir? Başkalarına karşı olmaktır.
-İslam’ın sözcüsü olmak radikalliktir. Hiç kimse İslam’ı tekelleştirme yetkisine sahip değildir.
-Arap devrimleri başarıya doğru hareket etmektedir.
-Bir yerde devrim olduğunda orada devrimin başarılı olacağını kim söyledi?
-Devrimin başarılı olması için kurban vermek gerekiyor. Bazı devrimlerin başarılı olması zaman alabilir.
-Suriye’de durum biraz daha karışık.
-Değişim için büyük kurban vermek gerekiyor. Zamana ihtiyaç var.
-Suriye’de akan kan heder olmayacaktır. Barış geldiği zaman İslamcıların büyük bir yeri ve önemi olacaktır.
-Mısır halkı bütün partileriyle, bütün kesimleriyle yönetimde yer alacaktır. Mısır’ın tek bir şahıs tarafından yönetilmesi mümkün değildir. Diğer ülkelerin de aynı şekilde…
-Kesinlikle başarısızlık söz konusu değildir.
-10 milyon Suriyeli evlerini terk etti.
-Bölge artık bir devrim sürecine girmiştir.
-Kurban vermeye devam edeceğiz. Çünkü tarih geriye dönemez.
-İslam ülkeleri arasında bir şekilde işbirliği var. Ama bu, istenilen düzeyde değil.
-İslami ülkelerle ilişki kurmaktan çekinen yöneticiler var.
-Özgürlük fikri ve ilkesi yayıldıkça yöneticiler halklarına cevap vermek zorunda kalacaklar.
-Allah, kadın ve erkeği tek bir nefisten yaratmıştır. Bunlardan biri, ötekine, “ben senden hayırlıyım” diyemez. İkisi de birbirinden hayırlı değildir. Takvalı olan daha hayırlıdır.
-Kadınlar erkeklerin kardeşi ve yoldaşıdırlar.
-Kadınlar da erkekler gibi bir hayatı hak ederler. Kadınların okullardan, mescitlerden, STK’lardan uzaklaştırılmaları iyi değildir.
-“Kadının yeri evidir demek” iyi değildir. Kadının evde yapması gerekenler vardır, ama kadının birtakım çalışmalarda bulunması engellenmemelidir.
-Kadının küçümsenmesi cahiliye fikridir ve bunun İslam’da yeri yoktur.
-İslam erkeklere ikram ettiği gibi kadınlara da ikram etmiştir. Kadının toplumdaki rolünün arttırılması lazım.
-Türkiye her geçen gün İslam dünyasında yerini almaktadır.
-Cihatçı guruplar güç kazanmıyor, her gün güç kaybediyorlar.
-Ümmet ancak mutedil fikirler etrafında toplanabilir. Cihatçı guruplar mutedil fikirlerden uzaktırlar.
-Cihatçıların projesi ayağa kalkma projesi değil, fitne projesidir. Birçok ülkede genç çocukları uçuruma sürüklediler. Bunlar bir beladır, bunlardan bir hayır gelmez.

Raşid Gannuşi’nin konuşmasını tamamlamasının ardından Anadolu Platformu İstişare Kurulu Başkanı Zekeriya Şengöz tarafından kendisine hediye takdimi yapıldı.

IV. Oturum hediye takdiminin ardından sona erdi.

VUSLAT HABER